SOĞUK SULARIN ARASINDAN, AHİRETE YÜRÜYENLER..


SOĞUK SULARIN ARASINDAN, AHİRETE YÜRÜYENLER..

"Denizin kenarına kadar ayak izleri kalır da denize girdikten sonra ne iz kalır ne nişan." der Mevlana. 
Makamları, adları, namları vardı onlarında..İsimleri senin benim gibi..Kimi öğretmen, kim mühendis, kimi doktordu..Kimi anne, kimi baba, kimi evlattı.. Mevlana’nın dediği gibiydi onlar..Sularda kaybolup gidince sonsuz diyarlara.. ne iz kaldı, ne nişan..

Yandı yürekler, paramparça oldu kalpler..Sükutu yoldaş edindi diller..Bu acıyı ifade edecek bir kelam, yazacak tek satır yok çünkü derinden bir “ah”tan başka..Hangi söz böylesi bir acının tarifine yeterki..Hangi şiir kanayan yaraya merhem olabilir ki.. Hangi müjde acıyla kıvranan bir kalbe teselli olabilir ki..

İnsanız, aczimiz ve kimsesizliğimiz aşikar.. Yaşanan zulümler bizi içimizden-dışımızdan eskitirken, böylesi olaylar kalbimize işliyor, can damarımızı kurutuyor. İman olmasa, ahiret inancı olmasa, hesap günü olmasa nasıl dayanılır inanın bilmiyorum..Bildiğim bir şey var, Allah adili mutlaktır. O sularda kaybolup giden hayatların, dayanılmaz acıların, cehennem ateşini söndürmeye namzet gözyaşlarının ve gök ehlinin bile içini yakan çığlıkların bir karşılığı vardır.

O nedenle; kırılsakta dağılmamak, yaralansakta ölmemek herşeye rağmen yıkılmamak lazım.. Kendi adımıza için için erisekte, sahip olduğumuz değerler adına dimdik durmak lazım. Ama neylersin ki; yapılan tüm haksızlıkları teker teker haykırsakta dünyanın dört bir tarafına, gönül bu; soğumuyor işte..

Her zaman büyük acılar yaşadı, hakikat davasının yolcuları..Ne babalar, ne evlatlar kurban gitti.. Ne bitmez tükenmez zannedilen acılar sona erdi. Ne Hüseyinler şehit düştü sahrada, ne Ali asgar’lar cennetin çocukları oldu küçücük yaşında..Bu ne ilk, ne de son olacak..Bu yolun kaderi bu..

Ancak; bir gün biter elbet her çile, her dert, her keder..Nihayetinde her şarkı gibi, her ağıt’ında bir sonu vardır..

Üzülmemek elimizde değil, insanız.. Bari bir teselli diye etrafınıza baktığınızda ise kimsenin olmaması daha acı..

Ümitleri tırpanlayan, geleceğe ait hayalleri yaralayan manzara bu..

Bu yol uzundur
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var..

O uzun yola çıkıp, farklı menzile ulaşanlar var bir tarafta, o geçidi bulamayıp, derin sularda ahirete yürüyenler diğer tarafta..

Bu hayatta en önemli hedef Allah ve Resulünün rızası.. Meriç ve Ege şehitleri ve emsali yüzlercesi, hak bir davanın temsilcisi oldukları için, bu kadar eziyet gördü. Safını hak ve hakikat davasına taraf olarak belirledikleri için memleket memleket sürgün gitmek zorunda kaldı. Mallarına el konuldu, canlarına kastedildi.

Kimi hapislerde, kimi yollarda verdi emaneti sahibine..

Her şehadet haberini duyunca, hep şunu düşünürüm..Yola çıkarken ihtimal ‘Ya Rabbi, bu davanın sahibi sensin. Ne olur hakkımızda hayırlısını bize nasip et’ diye dua ettiler. Allah ta, onlar hakkında hayırlı olanı onlara nasip etti. Soğuk suların bağrında, şehadete yürüttü. Belkide ‘Ya Rabbi..Bu zulmün bitmesi için bir kurban gerekiyorsa al canımızı’ diye duaları vardı bilemiyoruz..

Bildiğim tek bir şey var.Bu acı dayanılır gibi değil..Acının, ızdırabın nefes kestiği anlar olur bazen..Bu günler, öylesi günler. .

Ya Rabbi.. Bizlere dayanma gücü ver. Derdimizi ifade edecek, acıyı tarif edecek kelime bulamıyoruz..Sineleri ve içinde saklı dertleri bilen sensin..Yardım et bize..Amin

Faruk Ali